KATEGORİLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dış Güvenlik ve Savunma |
|
|
20. yüzyılın sonunda Berlin Duvarı’nın yıkılışı ve 21. yüzyılın hemen başında 11 Eylül “İkiz Kuleler” saldırısı; uluslararası ilişkileri, ittifakları, stratejik düşünceleri, “tehdit” ve bu bağlamda ”güvenlik” gibi kavramları temelden sarsmış ve büyük oranda değişime zorlamıştır. Bahse konu olayların ortaya çıkardığı sonuçlar, dünya konjonktürünü derinden etkilemiş, yeni bölgesel ve uluslararası dengelerin doğmasına yol açmıştır. |
|
Uluslararası hukuk ve BM şartında kayıtlı ilkeler temelinde şekillenen Türkiye’nin dış güvenlik ve savunma politikası, bölgede ve dünyada barış ve istikrarın sürekliliği ilkesine dayanmaktadır. Bu çerçevede, ülkenin ulusal bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü ve hayati çıkarları korunurken, müttefiklere karşı gerektiğinde uluslararası yükümlülükler de eksiksiz yerine getirilmektedir. |
|
Türkiye; BM Örgütü'nü, 1949 yılında kurulan NATO İttifakını, AB içinde 1992 yılından bu yana şekillenmekte olan ve sivil ile askeri nitelikteki harekat yeteneklerini Türkiye’nin de katkılarıyla tedricen geliştiren Avrupa Güvenlik ve Savunma |
|
 |
Fırkateyn
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
F-4E 2020 Terminatör av/bombardıman uçakları
|
|
Politikası’nı (AGSP) ve 1975 yılında Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Konferansı (AGİK) olarak başlayan, 1994 yılında ise Teşkilat haline dönüşen AGİT’i, uluslararası barış ve güvenliğin temel taşları olarak görmektedir.
|
|
Çevresinde bir barış kuşağı oluşturmak yolunda etkin bir siyaset izleyen Türkiye, bu çerçevede güvenlik alanında da bölgesel iş birliğinin öncüsü konumundadır. Bu maksada yönelik olarak, Güven ve Güvenlik Artırıcı Önlemler (GGAÖ) Vizyonu’nu; “Komşu ülkelerle ve bölgedeki diğer ülkelerle çıkar çatışmasına girmeden, ortak menfaatlere dayalı, yani güvenlik anlayışını paylaşan, uzun vadede karşılıklı güven ve bölgesel istikrarın tesisine yönelik iş birliği geliştirmek” olarak belirlemiştir. Bu vizyon doğrultusunda; bugüne kadar Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı ve Karadeniz’de bölgesel düzeyde GGAÖ faaliyetine katılım sağlanmış, Makedonya ve Arnavutluk ile ikili düzeyde GGAÖ faaliyetleri gerçekleş-tirilmiştir. Diğer ülkelerle GGAÖ tesis etme çalışmalarına devam edilmektedir. |
|
|
|
|
|
Bunların yanında, Güneydoğu Avrupa Çok Uluslu Barış Gücü (SEEBRIG) ve Karadeniz Deniz İş Birliği Görev Grubu (BLACKSEAFOR), Türkiye’nin öncülüğünde kurulan Avrupa-Atlantik savunma yapısıyla uyum içerisinde faaliyet gösteren oluşumlardır. Diğer taraftan 1 Mart 2004 tarihinde Karadeniz’de başlatılan, KARADENİZ UYUM Harekâtı (Operation BLACKSEA HARMONY - OBSH) da Rusya Federasyonu ve Ukrayna’nın katılımı ile çok uluslu bir güvenlik girişimi hâline gelme yolundadır. |
|
|
Türkiye, üyesi olduğu NATO’nun 28-29 Haziran 2004 tarihlerinde İstanbul’da yapılan zirvesine ev sahipliği yapmıştır. 26 NATO üyesi ülke ile 20 Barış İçin Ortaklık Programına mensup 46 ülkenin yanı sıra, gözlemci statüsü ile Afganistan, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Karadağ’ın Devlet ve/veya Hükümet Başkanları düzeyinde iştirak ettiği “İstanbul Zirvesi”nde alınan kararlarda; Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması konusunda ortak bir irade oluştuğu, Afganistan’da görev yapan Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvvetinin genişletilip Bölgesel İmar Timleri’nin sayısının artırılarak NATO’nun işlev ve faaliyet alanının büyütüleceği, Bosna-Hersek’de devam eden İstikrar Gücü (SFOR) Harekâtı’nın 2004 yılı sonunda Avrupa Birliği’ne devredileceği, Kosova’da Kosova Gücü (KFOR) Harekâtı’nın devam edeceği, İttifak Yeteneklerinin Transformasyonu kapsamında Prag Zirvesi’nde başlatılan operasyonel yetenekler ile usullerin güçlendirilmesi sürecinin ivme kazanacağı, NATO’nun açık kapı politikasının devam edeceği, bu çerçevede Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya’nın tam üyelik için yeterlilik düzeyine ulaşması konusunda teşvik edildiği, Akdeniz Diyaloğu ile İstanbul İş Birliği Girişimi’nin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu ifade edilmiştir. |
|
Birleşmiş Milletler’in 51 kurucu üyesinden biri olan Türkiye, uluslararası sistemde çok taraflılığı desteklemekte, bu bağlamda, dünyadaki tek evrensel örgüt niteliğini halen koruyan BM’nin uluslararası ilişkilerdeki merkezi rolünün korunmasına ve güçlendirilmesine önem atfetmektedir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
F-16 Uçakları
|
|
Türkiye, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasına ve korunmasına etkin katkı sağlamak amacıyla, 2008 yılında BM 63’üncü Genel Kurulu sırasında yapılacak seçimlerde, 2009-2010 dönemi için Batı Avrupa ve Diğer Devletler Grubu’ndan BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaydır. |
|
Türkiye’nin Savunma ve Güvenlik Stratejisi. Soğuk Savaş sonrası dönemde, Türkiye’nin güvenliğini etkileyen tehdit ve riskler, geçmiştekilerden farklıdır. İstikrarsız bir bölgenin tam merkezinde bulunan Türkiye’nin Milli Güvenlik Politikası; bölgedeki gerginliklerin azaltılmasına yardım etmek, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümüne katkıda bulunmak, demokrasi ve hukuka saygıyı teşvik ederek barışçı ve istikrarlı bir güvenlik ortamını yaratmaktadır. |
|
Türkiye’nin, gerek yeni tehdit ve risklerin yoğunlaştığı Bal-kanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu üçgeninin merkezinde yer al-ması, gerekse doğal zenginliklerin yakınında ve ticaret yol-larının kavşak noktasındaki jeostratejik ve ekostratejik ko-numu ile önemini her geçen gün artırmaktadır. Bu nedenle |
|
|
|
|
|
|
Türkiye, 21. yüzyıla girerken savunma politikasında; bölgedeki barış ve güvenliğe katkıda bulunarak strateji ve güvenlik üreten bir güç ve denge unsuru olmayı, iş birliği içinde yakınlaşma ve olumlu ilişkiler geliştirmek için her fırsattan yararlanarak girişimlerde bulunmayı, çağın gerektirdiği hedefler olarak görmektedir. |
|
|
Türkiye’nin sahip olduğu güvenlik stratejisinin dört temel dayanağı bulunmaktadır. Bunlar; |
|
Etrafındaki simetrik tehditlere karşı mevcut dengeleri ve milli menfaatlerini korumak için caydırıcı bir silahlı kuvvetlere sahip olunması,
Terörizm başta olmak üzere uluslararası yeni risk ve asimetrik tehditlerin ülkeye ve ülke dışındaki menfaatlerine zarar vermesinin önlenmesi,
Ülkenin bütünlüğüne, ulusal birliğine ve rejimin bekasına yönelik tehditlere karşı gerekli tedbirlerin alınması
Doğu Akdeniz’deki güvenliğin temelini teşkil eden Kıbrıs’taki hak ve menfaatlerin korunmasıdır. |
|
Görüldüğü üzere, Türkiye’nin bulunduğu bölgedeki güvenlik parametreleri, bu coğrafyanın sonucu olarak diğer ülkelerin güvenlik stratejilerini oluşturan parametrelerden oldukça farklıdır. |
|
Türkiye’nin güvenlik stratejisinin diğer önemli unsuru ise kolektif güvenlik, başka bir deyişle başta NATO olmak üzere AGİT ve diğer uluslararası güvenlik organizasyonlarında ve bölgesel oluşumlarda aktif olarak yer alınması ve uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin diplomatik, ekonomik ve diğer kriz yönetim tedbirlerine uygun olarak göreve hazır bulunmasının sağlanması, savunma stratejisinin diğer önemli unsurlarından biridir. Bu nedenle krizlere en kısa sürede, mümkün olduğu takdirde oluşum aşamasında müdahale edilmesi esas alınmıştır. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
Türk Yıldızları
|
|
|
Türkiye geleneksel olarak dünyada barışın korunma-sına büyük önem verdiği için, bu amaçla gerçekleş-tirilen pek çok faaliyete katılmış ve katılmaya de-vam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, 1950 yılından bu yana Barışı Destekleme Harekâtı kap-samında;
1950 Kore Savaşı, 1993 Somali Umut Harekâtı, Bosna-Hersek’te, 1994 BM Koruma Gücü (UNPROFOR), Yürütme Gücü (IFOR) ve 1995 -2004 arası İstikrar Gücü (SFOR), Adriyatik’te, 1993-1996 arası SHARP GUARD Deniz Harekâtı ve DENY FLIGHT Hava Hare-kâtı, Arnavutluk’ta, 1997 |
|
ALBA Harekâtı ve 1999 AFOR Harekâtı, Makedonya’da, 2001 ESSENTIAL HARVEST Harekâtı ve diğer harekât safhaları, Katrina Kasırgası (2005) sonrası NATO İnsani Yardım Harekâtı, Pakistan Depremi (2005) sonrası İnsani Yardım Harekâtı, Askerî Gözlem Görevleri kapsamında; BM Irak-İran Askerî Gözlemci Grubu (UNIIMOG), BM Irak-Kuveyt Askerî Gözlemci Görevi (UNIKOM), BM Doğu Timor Destek Görevi (UNMISET), AGİT Kosova Gözlem Görevi, AGİT Gürcistan Sınır İzleme Görevi, BM Bosna-Hersek Görevine iştirak etmiştir. |
|
Türkiye, hâlihazırda Bosna-Hersek (ALTHEA), Kosova (KFOR), Afganistan (ISAF) ve Darfur/Sudan’da icra edilen harekâta katılım sağlamakta, ayrıca El Halil, Gürcistan ve Sudan'da gerçekleştirilen askerî gözlem görevlerinde yer almaktadır. |
|
Ortaklık, diyalog ve iş birliği faaliyetlerine Türkiye’nin verdiği önem ise barışı destekleme operasyonları ile birlikte |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
savunma stratejisinin vazgeçilmez unsurlarını oluştur-maktadır. Türkiye, özellikle Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya, Orta Asya, Orta Doğu, Afrika, Uzak Doğu ve Akdeniz ülkeleri ile ikili ve çok taraflı iş birliğinin yanında, Avrupa Atlantik Ortaklık Konseyi (AAOK), Barış İçin Ortaklık (BİO), Akdeniz Diyaloğu, İstanbul İş Birliği Girişimi, NATO-Rusya Federasyonu ve NATO-Ukrayna ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirilen ortaklık, diyalog ve iş birliği faaliyetlerine aktif olarak katılmakta ve desteklemektedir. |
|
|
Türk Silahlı Kuvvetleri. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) devlet yapısı içerisindeki yeri ve temsili Anayasa tarafından düzenlenmiştir. Anayasaya göre Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) manevi varlığında temsil edilmektedir. Milli Güvenlik ve Silahlı Kuvvetlerin ülke savunması için hazırlanmasından Bakanlar Kurulu TBMM’ye karşı sorumludur. Ancak, savaş hali ilanı yetkisi ve TSK’nın yabancı ülkelere gönderilmesi veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’ye gelmesine izin verilmesi yetkisi TBMM’ye aittir. |
|
Türk Silahlı Kuvvetleri; Genelkurmay Başkanlığına bağlı Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı |
|
 |

|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
Taarruz Helikopteri
|
|
ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile barış döneminde İçişleri Bakanlığına bağlı olarak görev yapan ve sefer durumunda Kara ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesine dahil olan Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığından meydana gelmektedir. |
|
Kara Kuvvetleri Komutanlığı dört Ordu Komutanlığı, Lojistik Komutanlığı ile Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı; Donanma Komutanlığı, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı, Güney Deniz Saha Komutanlığı ile Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı olarak, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ise 1. Hava Kuvveti Komutanlığı, 2. Hava Kuvveti Komutanlığı, Hava Eğitim Komutanlığı ve Lojistik Komutanlığı şeklinde teşkilatlandırılmıştır. |
|
Genelkurmay Başkanı, TSK’nın topyekûn komuta ve kontrolü, harbe hazırlığı ve askeri harekâtın etkin bir şekilde sevk ve idaresinden sorumludur. Genelkurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetler Komutanı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevlerinden dolayı Başbakan’a karşı sorumludur. Savaş zamanında başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanı adına yerine getirir. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin komutanları da emir komuta zinciri içerisinde doğrudan Genelkurmay Başkanı’na bağlıdırlar. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Genelkurmay Başkanlığı, “Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi” ışığında, “Milli Askeri Strateji”yi oluşturmakta, Milli Askeri Strateji'ye göre “Harekat Konseptleri”ni geliştirmekte ve bu dokümanlarda belirtilen esaslar dahilinde Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaçlarını belirleyerek, önceliklerini tespit etmektedir. |
|
|
Milli Savunma Bakanlığı, TSK’nın Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan savunma politikası çerçevesinde, Genelkurmay Başkanlığı tarafından tespit edilen ilke, öncelik ve ana programlara göre; barışta ve savaşta asker alma, silah, araç, gereç ve her türlü lojistik ihtiyaç maddelerinin tedariki ve harp sanayi hizmetlerini yürütmektedir. Milli Savunma Bakanı bu görevleri, Müsteşarlık Teşkilatı ve Bakanlığa bağlı diğer kuruluşlar ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları vasıtasıyla yerine getirmektedir. |
|
Milli Güvenlik Politikası'nın şekli ve uygulanmasına dair kararlar Milli Güvenlik Kurulunda görüşülmekte ve ulaşılan sonuçlar hükümete tavsiye edilmektedir. |
|
TSK’nın savunmaya yönelik ihtiyaçları ülke öz kaynak-larından karşılanmaktadır. TSK’nın savunmaya yönelik modernizasyon çalışmalarının ana kaynakları, milli bütçeden tahsis edilen kaynaklar ile bütçe dışı kaynaklar olan Savunma Sanayi Geliştirme ve Destekleme Fonu (SSDF) ve geri ödemeleri Hazine tarafından yapılan Devlet Firma Kredileri’dir. Bütçe dışı kaynak olarak 1985 yılında oluşturulan SSDF, TSK modernizasyon harcamalarının yaklaşık üçtebirini teşkil etmektedir. |
|
TSK modernizasyon ihtiyaçlarını mümkün olduğunca yurt içi sanayisinden temin etmeye çalışmaktadır. Bugün gelinen noktada Türk savunma sanayi firmaları; sektörün ana dalları niteliğindeki havacılık, füze ve roket, askeri elektronik, askeri gemi inşası, zırhlı araç ve silah mühim-matı gibi alanlarında, TSK’nın ihtiyaç duyduğu sistem ve teçhizatı yurt içi imkanlarla üretebilecek ve geliştirecek seviyeye ulaşmış bulunmaktadır. Nitekim mevcut altyapı faaliyetleri neticesinde bir yandan TSK’nın envanterine son |
|
|
|
|
|
|
|
teknoloji yeni sistemler dahil edilmeye, diğer yandan ise ana ve yan sanayide elde edilen teknolojik birikimin, kalifi-ye insan gücü yetiştirilmesi ve teknolojinin yaygınlaşması üzerindeki olumlu etkileri gözlenmeye başlanmıştır. |
|
|
Modernizasyon faaliyetleri yukarıda ilkeleri özetlenen savunma ve güvenlik politikası çerçevesinde; Türkiye’nin NATO yükümlülüklerini, AGSP’ye katkılarını ve bölgesine net bir güvenlik sağlayıcı konumunu güçlendirmektedir. |
|
Askerlik Hizmeti. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 72. Maddesine göre askerlik hizmeti her Türk vatandaşının hakkı ve görevidir. Temel asker alma politikası; silahlı kuvvetlere en iyi fiziksel, zihinsel, ahlaki değerlere ve eğitim seviyesine sahip kişilerin kabul edilmesidir. Her kategori ve statü için asker alma kaynakları farklıdır. Temel kaynak, anayasa gereği ülkenin savunulmasında görev almakla yükümlü erkek vatandaş-lardır. 20 yaşına gelen erkek vatandaşlar, eğitim seviye-lerine ve durumlarına uygun olarak silah altına alınmaktadır. |
|
Son değişikliklerle askerlik statüleri, |
|
Üç yıllık yüksekokul mezunları ve daha az seviyede öğrenim görmüş yükümlüler için erbaş/er olarak 15 ay,
Dört yıl ve daha fazla süreli fakülte ve yüksekokul mezunları için yedek subay olarak 12 ay,
Dört yıl ve daha fazla süreli fakülte mezunlarından ihtiyaç fazlası olanlar için kısa dönem erbaş/er olarak altı ay,
Yurt dışında işçi ve işveren statüsünde bulunanlar için dövizle bedel ödeyerek 21 gündür. |
|
Bu süreler, Bakanlar Kurulu kararı veya kanunla değiştirile-bilmektedir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 29395 ziyaretçikişi sitemize uğradı.
HER KAKKI SAKLIDIR
|
|
|
|
|
|
|
|