KATEGORİLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Anayasa
|
Türkiye’de anayasa çalışmaları Osmanlı döneminde başlamıştır. Dönemin ilk anayasası 1876 tarihinde yürürlüğe giren “Kanun-i Esasi”dir. Yeni Türk devletinin ilk anayasası ise "Teşkilat-ı Esasiye Kanunu" adıyla 1921 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 1923 yılında yapılan değişiklikle yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğu belirtilmiştir.
29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen Cumhuriyet’in ilk anayasası 1924 tarihli “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu”dur. Daha sonra, 1961 Anayasası ve halen yürürlükte bulunan 1982 Anayasası hazırlanmıştır.
Temel anayasal gereksinim olan “güçler ayrılığı” ilkesi ilk kez 1961 Anayasası ile benimsenmiş; Anayasa Mahkemesi, anayasa metninde yer almıştır. Böylece yasaların anayasaya aykırı olamayacağı hükmü işlerlik kazanmıştır. |
|
|
Anayasaya göre Cumhuriyet’in nitelikleri; insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olarak belirtilmiştir. Yasaların anayasaya uygunluğu Anayasa Mahkemesi’nin, yürütme organının işlem ve eylemleri ise İdari Yargı’nın denetimine verilmiştir.
Anayasaya göre “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir”. Ulus, egemenliğini doğrudan seçim yoluyla, dolaylı olarak da devletin yetkili organları vasıtasıyla kullanır. Hukuk devleti ilkesine göre; hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz.
Yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM), yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’nun, yargı yetkisi ise bağımsız mahkemelerin elindedir.
Temel Hak ve Özgürlükler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, herkesin Anayasada yer alan temel hak ve |
|
özgürlüklerden eşitlik ve sosyal adalet ilkeleri gereğince yararlanarak; ulusal kültür, uygarlık ve hukuk düzeninde onurlu bir yaşam sürdürme, maddi ve manevi varlığını geliştirme haklarını güvence altına almıştır. |
|
|
Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması ile ilgili hükümler de evrensel normlar gözetilerek düzenlenmiştir. Temel hak ve özgürlükler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’da belirtilen sebeplere bağlı olarak ancak kanunla sınırlanabilirler. |
|
Anayasa; devlete veya kişilere, anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, devletin ülkesi ve milliyetiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağını öngörür. |
|
Temel hak ve özgürlükler, devletin yasal olmayan müdahalelerine karşı da korunur. |
|
Yasa önünde herkes eşittir. Dil, din, mezhep, ırk, renk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç ve benzeri nedenlerle insanlar arasında ayırım yapılamaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye ya da sınıfa ayrıcalık tanınamaz. Yabancılar da, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus bütünlüğü, ülke bölünmezliği, egemenliği ve bağımsızlığı gözetilmek koşuluyla, aynı hak ve özgürlüklere sahiptirler. |
|
Türkiye Cumhuriyeti, insan hakları konusunda da uluslararası denetim yolunu benimsemiştir. |
|
Devlet Düzeninin Temelleri. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre; Türkiye, cumhuriyetle yönetilen bir ülkedir ve aynı zamanda; insan haklarına saygılı, Atatürk ilkelerine ve milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bunlar, cumhuriyetin temel nitelikleridir. Anayasanın öngördüğü demokrasi, temsili demokrasidir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin 10. yıl kutlamaları töreninde.
|
|
Anayasa, “üniter devlet” modelini esas almıştır. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. |
|
Laiklik; devletin sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal temel düzeninin kısmen de olsa din kurallarına dayandırılamayacağı esasıdır. Siyasi ya da kişisel çıkar veya nüfuz sağlama amacıyla hiç kimse dini duyguları ve dince kutsal sayılan değerleri kötüye kullanamaz. |
|
Sosyal devlet ilkesi uyarınca devlet; sosyal yönden zayıf, güçsüz kişileri güçlüler karşısında korumak, sosyal adaleti ve sosyal güvenliği sağlamakla yükümlüdür. |
|
Anayasanın Değiştirilmesi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında, değiştirilemeyecek ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği maddeler şöyle sıralanmıştır: |
|
Türkiye devleti bir cumhuriyettir,
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
|
|
|
|
|
|
Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür,
Türk devletinin dili Türkçe’dir,
Türk devletinin kırmızı zemin üzerine beyaz ay yıldızlı bir bayrağı vardır,
Türk devletinin milli marşı İstiklal Marşı’dır,
Türk devletinin başkenti Ankara’dır.
|
|
|
Anayasanın bunlar dışındaki maddeleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin üye tam sayısının en az üçte birinin (184) yazılı önerisi üzerine ve Meclis Genel Kurulunda iki kez görüşülerek, üyelerin en az beşte üçünün (330) gizli oyu ile değiştirilebilir.
|
|
Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliğine ilişkin yasaları bir daha görüşmek üzere Meclise geri gönderebilme ve halkoyuna sunabilme yetkisine sahiptir. |
|
Anayasada, kabul edildiği 1982 yılından günümüze kadar dokuz kez değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişikliklerin büyük bölümü, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan ve demokratik yapıyı geliştiren niteliktedir. |
|
TBMM, 3 Ekim 2001 tarihinde anayasanın 32 maddesini değiştirmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde değiştirilen çoğu madde temel hak ve özgürlüklere ilişkindir. Yapılan değişikliklerle siyasi parti kapatmaları zorlaştırılmış, yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç 48 saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hakim önüne çıkarılması esası getirilmiş, inanç, düşünce ve anlatım özgürlüğünün sınırları genişletilmiş, vatandaşların günlük yaşamlarında farklı dil, lehçe ve ağızları kullanmasına herhangi bir engel bulunmadığı kabul edilmiş, konuta girme, arama yapma ve eşyaya el koymada yazılı emir şartı getirilmiş, vatandaşların yurt dışına çıkma hürriyetine ülkenin ekonomik durumunun engel oluşturma-sına son verilmiş; tarafsızlık esası gözetilmek kaydıyla |
|
|
|
|
|
|
Türkiye’de ikamet eden yabancılara da dilekçe verme hakkı tanınmış; çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemeyeceği kabul edilmiştir. Bu değişikliklerin en kapsamlısı, anayasanın başlangıç kısmında ve 32 Maddesinde değişiklik yapılmasını sağlayan, 3 Ekim 2001 tarihinde yapılan, 4709 sayılı anayasa değişikliğidir. |
|
|
Bu değişiklikle; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki ilkelere uygun olarak;
|
|
Düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, yakalanan ve tutuklanan kişilerin yargı önüne çıkarılma sürelerinin kısaltılması, adil yargılanma hakkı, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği, konuta girme, arama yapma ve eşyaya el koymada yazılı emir şartının getirilmesi, |
|
Dernek kurma hürriyeti, haberleşme hürriyeti, toplantı ve gösteri hürriyeti, kimsenin yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamayacağı, |
|
Siyasi partilerin kapatılmalarının zorlaştırılması, sendikal özgürlüklerin kullanılması, |
|
Ölüm cezası verilebilmesinin savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları ile sınırlandırılması, |
|
Kamulaştırma uygulamaları, |
|
Yabancılara da karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla dilekçe hakkının tanınması, |
|
Milli Güvenlik Kurulunun sivil üye sayısının artırılması ve görevinin yeniden tanımlanması şeklinde özetlenebilecek düzenlemeler yapılmıştır. |
|
|
|
|
27 Aralık 2002 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile milletvekili seçilebilme yeterliliğine ilişkin 76. maddenin ikinci fıkrasındaki “ideolojik ve anarşik eylemlere” ibaresi “terör eylemlerine” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, terör eylemleri nedeniyle hüküm giyenlerin milletvekili olamayacakları amaçlanmıştır. |
|
|
Son olarak 7 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleştirilen 5170 sa-yılı değişiklikle kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu anayasa ilkesi haline getirilmiş ve devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü sayılmıştır. Ölüm cezası ile ilgili yapılan değişiklikle, 1984 yılından beri hiç uygulanmayan ölüm cezası ile Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılmıştır. Basın özgürlüğünü güvenceye almak amacıyla, basın araçlarına el konulamayacağı ve işletilmekten alıkonulamayacağı hükme bağlanmıştır. Ulusal hukuk ile uluslararası anlaşmalar arasında farklılık olması durumunda, uluslararası anlaşmaların esas alınacağı öngörülmüştür. Böylece, insan hak ve özgürlükleri ile ilgili uluslararası anlaşmalara ulusal yasaların üzerinde bir uygulanabilirlik sağlanmıştır. Uluslararası Ceza Divanı’na taraf olmanın getirdiği yükümlülükler dışında Türk vatandaşlarının yabancı bir ülkeye verilemeyeceği öngörülmüştür. Yükseköğretim Kurulu ile ilgili yapılan değişiklik sonucunda, Genelkurmay Başkanlığınca bu Kurula bir üye seçilmesine ilişkin uygulamaya da son verilmiştir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 29435 ziyaretçikişi sitemize uğradı.
HER KAKKI SAKLIDIR
|
|
|
|
|
|
|
|