Türkiye Bilgi Ansiklopedisi
  Çevre Koruma
 
Çevre Koruma  
 
Türkiye’nin temel hedeflerinden biri de çevre politikalarının uygulanması, çevresel altyapının güçlendirilmesi, çevre sorunlarının ekonomik kararlarla daha iyi bütünleştirilmesi ve çevre konusunda uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesidir. Çevre ve Orman Bakanlığı, temel politikaların geliştirilmesi yanında, diğer ilgili kuruluşlar arasındaki koordinasyonu da sağlamaktadır.
 
1992 yılında gerçekleştirilen “BM Çevre ve Kalkınma Konferansı” kapsamında yerine getirilmesi gereken sorum-lulukların belirlenmesi amacıyla sürdürülen “Ulusal Gündem 21”in hazırlanması çalışmaları yerel yönetimleri kapsayacak bir biçimde yapılmıştır.
 
Çevre politikalarının sektörel politikalarla bütünleştirilmesine yönelik olarak Dünya Bankası’nın mali desteği ile hazırlanan “Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı”nın uygulanması ve kuruluşlararası iş birliğinin sağlanması çalışmalarına Çevre ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda devam edilmektedir.
 

 

   

Türkiye’de doğayı koruman çalışmaları Çevre ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda devam etmektedir.

 
Biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve uygun teknoloji transferi yoluyla genetik kaynaklardan elde edilen faydaların adil ve eşit bir şekilde paylaşımını sağlamak için hazırlanan "Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi", 27 Aralık 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
 
24 Mayıs 2000 tarihinde imzalanan “Cartagena Biyogüvenlik Protokolü”nün amacı ise, insan sağlığı üzerindeki riskler göz önünde bulundurularak ve özellikle sınır ötesi hareketler üzerinde odaklanarak, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilecek ve modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilmiş olan değiştirilmiş canlı organizmaların güvenli nakli, muamelesi ve kullanımı alanında yeterli bir koruma düzeyinin sağlanmasına katkıda bulunmaktır.
 
"BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi” 4340 sayılı Kanunla kabul edilmiş ve 14 Şubat 1998 tarih ve 23258 sayılı Resmi Gazete’de  yayımlanmış,  Avrupa  Peyzaj  Sözleşmesi  ise 20 Ekim 2000 tarihinde imzalanmıştır.
 
     
  Türkiye’nin taraf olduğu çok taraflı sözleşme ile ilgili olan “Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmenin Uygulanmasına Dair Yönetmelik”, 27 Aralık 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir.  
 
Küresel Çevre Fonu’nun (GEF) hibe katkısı ile hazırlanan “Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynakların Yönetimi Projesi” hibe anlaşması 1 Ağustos 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Projenin 2006 yılında  tamamlanması  öngörülmektedir. 11.5 milyon ABD dolarlık bütçeye sahip projenin amacı, Türkiye’nin önemli biyocoğrafik bölgelerini temsil eden ve biyolojik çeşitlilik açısından zengin dört önemli pilot alanda katılımcı yaklaşımla etkili ve sürdürülebilir koruma alanı ve yönetimi tesis etmek, biyolojik çeşitliliği korumak ve bu alanlardan elde edilen başarılı uygulamaları ülke düzeyine yayacak mekanizmayı oluşturmaktır.
 
Bu kapsamda; Biyolojik Çeşitliliğin Sürdürülebilir Kullanımı ve Doğa Koruma için Yasal Çerçevenin Akılcı Hale Getirilmesi çalışmaları çerçevesinde 2002-2003 yılları arasında bir Nihai Strateji hazırlanmıştır. AB’ye Uyum Ulusal Programı'na da alınan ve 2005 yılı sonuna kadar hazırlanması taahhüt edilen Doğa Koruma ve Biyolojik Çeşitliliğin Sürdürülebilir Kullanımı alanında yeni bir yasanın hazırlanması çalışmaları sürdürülmektedir.
 
Türkiye, çevrenin korunması konusunda gerek uluslararası kuruluşlarla, gerekse bölge ülkeleriyle iş birliğinin geliştirilmesine büyük önem vermektedir. Karadeniz Çevre Programı’na Karadeniz’de kıyısı bulunan ülkelerle birlikte katılmakta, Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması projelerinde de aktif bir rol almaktadır. Türkiye bu çerçevede, Bükreş ve Barselona Sözleşmeleri'ni imzalamıştır. Ayrıca ikili çevre iş birliği antlaşmaları çerçevesinde, birçok ülke ile ortak çalışmalar yapılmaktadır.
 
1999 yılı Helsinki Zirvesi ile başlayan AB'ye uyum sürecinde, AB ile çevre konularında iş birliğini artırma yönündeki çalış-malar hız kazanmıştır. Çevresel mevzuatın uyumlaştırılması için 2001 yılında  yayımlanan  Ulusal  Program  çerçevesinde
 
 
 
 
 
  
   

Ülkede çeşitli kuruluşlar tarafından çevre korumaya ilişkin birçok etkinlik düzenlenmektedir.

 
çalışmalar sürdürülmekte olup, bu programın revize çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca, bu kapsamda motorlu taşıtlar ve kimyasal maddeler konusundaki düzenlemeler uyumlaştırılmış olup, Kuş ve Habitat Direktifleri'nin uyumlaş-tırılması için çalışmalar devam etmektedir.
 
Türkiye, 189 ülke ile "BM İklim Değişikliği Çerçeve Söz-leşmesi"ne 24 Mayıs 2004 tarihinde taraf olmuştur. İlk Ulusal Bildirim hazırlık çalışmaları Çevre ve Orman Bakan-lığınca sürdürülmektedir. Türkiye, sanayileşmekte olan bir ülke olduğundan dolayı enerji talebi devam etmektedir. Türkiye bir yandan gelişmesini sürdürmeye  diğer taraftan yeni yenilenebilir enerji  kaynaklarını  artırmaya  ve var  olan
 
  kaynaklarını da verimli kullanarak sanayileşmesini sürdür-meyi hedeflemektedir.  
 
Sera gazı emisyonlarını makul düzeylere düşürmek amacıyla hazırlanan Kyoto Protokolü, 141 ülke ile AB tarafından onaylanarak kabul edilmiş ve 16 Şubat 2005 tarihinde protokol yürürlüğe girmiştir. Türkiye Kyoto Protokolü'ne taraf değildir. Ulusal Bildirim hazırlık çalışmaları sonucunda mevcut durumu, sera gazı emisyonu azaltım potansiyelini ve özel koşulları belirlendikten sonra Kyoto Protokolü'ne ilişkin değerlendirme yapılacaktır.
 
Kimyasallar konusunda 2003 yılı Temmuz ayında yenilenen Ulusal Program çerçevesinde çalışmalar devam etmektedir.
 
AB üyelik sürecinde müzakerelerin önemli bir ayağını oluşturacak olan çevre başlığı altında yer alan 300 adet AB direktifi müktesebatının yaklaşık % 40’ının mevzuata uyar-lanması tamamlanmış olup, geri kalan mevzuat uyarlama-ları 2010 yılına kadar tamamlanacaktır.
 
 
 
  Bugün 30781 ziyaretçikişi sitemize uğradı. HER KAKKI SAKLIDIR  
 
.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol