Türkiye Bilgi Ansiklopedisi
  Çalışma Hayatında Ferdi ve Toplu İş Hukuku
 
Çalışma Hayatında Ferdi ve
Toplu İş Hukuku
 
 
Türkiye’de çalışma hayatı anayasanın güvencesi altındadır. anayasaya göre herkes istediği alanda çalışma ve sözleşme yapmakta özgürdür. Çalışma hayatı yasalarla düzenlen-miştir.
 
Ferdi İş Hukuku’ndaki Genel Hükümler. Ferdi İş Hukuku’na göre yapılan işler, sürekli ve süreksiz işler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Nitelikleri bakımından en çok 30 iş günü süren işlere “süreksiz iş”, daha fazla devam edenlere ise “sürekli iş” denilmektedir. Süreksiz işlerdeki uyuşmaz-lıklarda Borçlar Kanunu hükümleri geçerlidir.
 
Bir yıl veya daha uzun süreli hizmet sözleşmelerinin yazılı yapılması şarttır. İşverenin onayı ile işçinin işyerinde çalışması durumunda da hizmet sözleşmesi ilişkisi kurulmuş
 

Çalışma hayatı ayrıntılı bir mevzuatla düzenlenmektedir.

  
  olur. Sürekli hizmet sözleşmesinde,  deneme süresi  en  çok iki aydır. Ancak bu süre, toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilir. Deneme süresi içinde, taraflar hizmet akdini bildirimsiz ve tazminatsız feshedebilirler. Ancak işçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklıdır.  
 
2003 yılında,  4857  sayılı İş Kanununun 18., 19., 20. ve 21. maddeleri yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, bunu işçinin yetersizliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayandırmak zorundadır. Hizmet akdi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçersiz olduğu iddiasıyla dava açabil-mektedir. İşçi, davayı kazandığı takdirde bir ay içerisinde işine iade edilir ve işveren, başvurusu üzerine işçiyi bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında  tazminat ödemekle yükümlüdür.
 

Ülkede herkes dilediği alanda çalışma ve
sözleşme yapma hakkına sahiptir.

 
 
 
 
 
  İşverenler, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları işyerlerinde her yılın ocak ayı başından itibaren yürürlüğe girecek şekilde Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranlarda özürlü ve eski hükümlü ile  3713  sayılı  Terörle Mücadele Kanununun ek 1. maddesinin b fıkrası uyarınca istihdamı zorunlu olan terör mağduru işçiyi; mesleki, bedensel ve ruhi durumlarına uygun bir işte çalıştırmak zorundadır. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin toplam oranı % 6'dır. Ancak, özürlüler için belirlenecek oran, toplam oranın yarısından az olamaz.  
 
İş Kanunu kapsamındaki işyerlerinde çalışan işçiler için deneme süresi de içinde olmak üzere hizmet süresi bir yıldan  beş  yıla  kadar  olanlara yılda 14; beş yıldan fazla 15 yıldan az olanlara yılda 20; 15 yıl ve daha fazla olanlara ise yılda 26 iş günü ücretli izin verilir. Ancak 18 ve daha küçük  yaştaki  işçilere  verilecek  yıllık ücretli  izin  süresi 20
   
Devlet çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulamasını izlemekte ve denetlemektedir.
günden az olamaz. Bu süreler toplu iş sözleşmeleri ve hizmet akitleri ile artırı-labilir.

Ücretli izin hakkı, çalışma ile ilgili vazgeçilmeyen temel haklardandır. Bir yılı doldur-mayanlar için, yıllık ücretli izin hakkı doğmaz.

15 yaşını doldurmamış ço-cukların çalıştırılması yasak-tır. Ancak, 14 yaşını doldu-rmuş ve ilköğretimi tamam-lamış olan çocuklar; beden-sel, zihinsel ve ahlaki geliş-melerine ve eğitime devam edenlerin okula devamına engel olmayacak hafif işler-de çalıştırılabilirler.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  
  Maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı  gibi  yeraltında  veya su altında çalışılacak işlerde, 18 yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılmaları yasaktır. Aynı şekilde, sanayiye ait olan işlerde 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.  
 
Genel olarak iş süresi haftada en çok 45 saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.
 
Çalışma Hayatında Asgari Ücretin Belirlenmesi. 4857 sayılı İş Kanununun 39. maddesinde, Türkiye’de asgari ücretin belirlenmesi ile ilgili olarak “İş sözleşmesi ile çalışan ve bu kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” aracılığı ile ücretlerin asgari hadleri en geç iki senede bir tespit edilir.” hükmü yer almaktadır. Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 1. maddesinde ise asgari ücret “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden, asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir.” şeklinde tanımlan-mıştır.
 
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun asgari ücrete ilişkin kararı kesin olmasına rağmen, asgari ücret konusunda Danıştay’a başvurma yolu açıktır. Çünkü bu tespit, bir idari işlem niteliğindedir.
 
Aylık asgari ücret, 2006 yılında 16 yaşından büyük işçiler için % 8.9 artışla brüt 531 YTL’ye, 16 yaşından küçük işçiler için ise % 8.2’lik artışla brüt 450 YTL’ye yükseltilmiştir. Net asgari  ücret ise  16 yaşından büyük işçiler için 380.5 YTL, 16 yaşından küçük işçiler için 322.4 YTL olarak belirlen-miştir.
 
 
 
 
 
     
   

Türkiye’de her işveren, işyerindeki işçilerin sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.

 
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, İş Hayatının Denetimi. Her işveren, işyerindeki işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almak, bu konudaki koşulları yerine getirmek ve gerekli araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. İşçiler de işçi sağlığı ve iş güvenliği hakkındaki kurallara uymakla yükümlüdürler.
 
Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izlemekte ve denetlemektedir. Bu görev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verilmiştir.
 
Türkiye İş Kurumu. TBMM, 24 Haziran 2003 tarihinde 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununu kabul etmiştir. Bu kanunda İş ve İşçi Bulma Kurumunun günün ihtiyaç ve koşullarına göre yeniden yapılandırılması, kurum yönetiminde sosyal tarafların temsilinin sağlanması, özel istihdam bürolarının kurulmasını öngören düzenlemelerin yapılması ve ayrıca kuruma “İstihdam ve Meslek Uzmanlığı” kariyeri getirilmesi öngörülmüştür.
 
 
 
 
 
 
  
  Dinlenme ve Tatil Hakkı. Anayasanın 50. madde-sine göre dinlenmek, çalışanların hakkıdır.  Ücretli  hafta  ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.  
 
Türkiye’deki bütün işyerleri haftada bir gün işlerine ara vermek zorundadırlar. Resmi dairelerde istihdam edilenler için ise haftalık tatil süresi iki gündür.
 
Cumhuriyet’in ilan edildiği 29 Ekim günü ulusal bayramdır. Genel tatil ilan edilen diğer resmi bayramlar; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’dır. Ülkede kutlanan dini bayramlar ise Ramazan ve Kurban Bayramlarıdır. Ramazan Bayramı için genel tatil günü arife günü (bayramdan bir önceki gün) saat 13:00’ten itibaren 3.5 gün, Kurban Bayramı için ise 4.5 gündür. İslami takvime göre kutlanan bu iki bayramın günleri, her yıl değişmektedir. 1 Ocak günü yılbaşı tatilidir. Ulusal, resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı gününde resmi daire ve kuruluşlar tatil edilir.
 
Toplu İş Hukuku ile İlgili Düzenlemeler. Türkiye’de işçiler ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hakları ile çıkarlarını korumak ve geliştirmek için, önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma hakkına sahiptirler. Sendikalara üye olmak ve üyelikten ayrılmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya, sendikada üye kalmaya ve üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. Ancak işçiler ve işverenler aynı zamanda birden fazla sendikaya üye olamamaktadırlar. Herhangi bir işyerinde çalışabilmek, işçi sendikasına üye olmak veya olmamak şartına bağlı değildir.
 
Sendikal Çalışmalarla İlgili Hükümler. İşçi sen-dikaları, iş kolu esasına göre bir iş kolunda ve ülke çapında faaliyette bulunmak amacıyla, bu iş kolundaki işyerlerinde çalışan işçiler tarafından kurulabilmektedir. İşveren sendika-ları, yine aynı şekilde iş kolu esasına göre bir iş kolunda ve ülke  çapında  faaliyette bulunmak amacı ile bu iş kolundaki
 
 
 
 
 
 

     
   

Ekonomik ve Sosyal Konsey Toplantısı, ANKARA - 2005

 
  işverenler tarafından kurulabilir. Kamu işveren sendikaları için aynı iş kolundaki kamu işverenleri tarafından kurulmaları ve aynı iş kolunda faaliyette bulunmaları şartı aranmamaktadır.  
 
Bir iş kolunda birden fazla sendika kurulabilmektedir. Ancak meslek veya işyeri esasına göre işçi sendikası kurulama-maktadır. Sendikalar, tüzüklerinde belirtmek şartıyla ve genel kurul kararıyla şube açabilmektedirler. Sendikaların, sendika şubelerinin ve konfederasyonların zorunlu organları; genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kuruludur.
 
Sendika veya konfederasyonlar, Türk devletinin demok-ratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk ulusuna ait egemenliğin kullanılmasının hiçbir suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamayacağı ilkelerine, din ve vicdan özgürlüğüne aykırı faaliyet göstermeyen uluslararası işçi ve işveren kuruluşlarına serbestçe üye olabilmektedir.
 
 
  Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt ile İlgili Yasal Düzenlemeler. Türkiye’de toplu iş sözleşmeleri, bir yıldan az ve üç yıldan fazla süreli olamamaktadır. Toplu iş sözleşmelerinin süresi, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamamakta, kısaltılamamakta ve sözleşme süresinden önce sona erdirilememektedir. İstisna olarak, faaliyetleri bir yıldan az süren işlerde uygulanmak üzere, toplu iş sözleşmesinin süresi bir yıldan az olabilmektedir.  
 
Toplu iş sözleşmelerinden yalnızca, taraf işçi sendikalarının üyeleri yararlanabilmektedir. Taraf sendikaya üye olma-yanlar ise dayanışma aidatı ödemek suretiyle sözleşmeden yararlanmaktadırlar.
 
Toplu iş sözleşmeleri, tarafların karşılıklı hak ve borçlarını, sözleşmenin uygulanması ve denetimi ile uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak çözüm yollarını düzenleyen hükümleri de kapsayabilmektedir. Bir toplu iş sözleşmesi, aynı iş kolunda bir  veya  birden  çok  işyeri  için  de   geçerli
 
 
 
  olabilmektedir. Fakat bir işyerinde, aynı dönem içinde birden fazla sözleşme yapılması ve uygulanması mümkün değildir.  
 
İstihdam. 2005 yılı verilerine göre Türkiye genelinde toplam istihdam 22 milyon 46 bin kişidir. 2005 yılında istihdam edilenler üç ana sektör açısından incelendiğinde, toplam istihdam içinde tarımın payı % 29.5, sanayinin payı % 19.4 ve hizmet sektörünün payı % 51.1 olarak gerçekleşmiştir. 2005 yılında istihdam edilen toplam 22 milyon 46 bin kişinin, % 54.2’sini ücretliler, % 5.1’ini işverenler, % 24.7’sini kendi hesabına çalışanlar % 16‘sını ise ücretsiz aile işçileri oluşturmaktadır.
 
İşsizlik. 2005 yılında Türkiye genelinde tahmin edilen toplam işsiz sayısı 2 milyon 520 bin kişi, işsizlik oranı ise % 10.3’tür.
 
Kentsel  yerlerde  işsizlik  oranı % 12.7, kırsal yerlerde ise % 6.8 olarak gerçekleşmiştir. Kentsel kesimdeki, eksik istihdam  oranı % 3,    gençler   arasındaki   işsizlik   oranı % 19.3’tür. Kırsal kesimde ise eksik istihdam oranı % 4’tür.
 
İşgücüne Katılma Oranı. 2005 yılında işgücüne katılma oranı % 48.3’tür. Bu oran erkeklerde % 72.2, kadınlarda % 24.8 olarak gerçekleşmiştir. Kent-kır ayrımında ise daha farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Kentlerde işgücüne katılma oranı erkeklerde % 71.5, kadınlarda % 19.3 olarak gerçekleşmiş iken, kırsal kesimde bu oran erkeklerde % 73.5, kadınlarda % 33.7 olmuştur.
 
Özelleştirme uygulamalarının neden olabileceği olumsuz etkileri ortadan kaldırmak veya en aza indirmek amacıyla 2002 yılında başlayan Özelleştirme Sosyal Destek Projesi’nin birincisi 2005 yılı sonunda tamamlanmış olup, ikincisinin uygulanmasına 2006 yılı itibarıyla başlanmıştır. AB'ye uyum şartları  da  dikkate   alınarak,  çalışma  hayatı  mevzuatının
 
 
 
  
  Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normlarına uygun bir şekilde geliştirilmesine yönelik çalışmalar sürmektedir.  
 
Türkiye’den yurt dışına düzenli işgücü göçü Federal Almanya ile 30 Ekim 1961 tarihinde yapılan İşgücü Anlaşması ile başlamıştır. 2005 yılı Haziran ayı itibarıyla yurt dışında yaşayan kayıtlı Türk vatandaşlarının sayısı 3 milyon 659 bin 967 olup, bunlardan 1 milyon 343 bin 594’ünü çalışan kesim oluşturmaktadır. Yurt dışında çalışan vatandaşların hak-larının korunması için her türlü girişimde bulunulmakta, bu-lundukları ülkeler ile yapılan ikili sosyal güvenlik sözleşmelerinin günün koşullarına uyarlanması çalışmalarına devam edilmektedir.
 
 
 
 
  Bugün 29401 ziyaretçikişi sitemize uğradı. HER KAKKI SAKLIDIR  
 
.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol